Kaliteli müziğe giden yolda, bir çok basamak yer alır. Hep söylediğimiz gibi;
Bir zincir ancak en zayıf halkası kadar güçlüdür.
Yer alan basamaklar arasında, “Sistem” diye adlandırabileceğimiz ekipmanlar bütünümüz, her katmanı ile tabii, çok çok önemlidir. Burada, potansiyeli yüksek bir Hi-Fi sistem üzerinde gidelim…
“Hi-Fi” tanımı, sektörde daha çok hoparlör sistemlerine yönelik kullanılır. Kulaklıklar günlük yaşantımızda, bir çok kullanım senaryosu için hazır olan, portatif ve ya kişisel, özel kullanım anlarında bizi müziğin içine gönderebilen yol arkadaşlarımızdır. Potansiyeli epey yüksek, çok özel kulaklıklar var olsa da, en iyi müzik deneyimi yolculuğumuzda son durak; Hi-Fi olmalı.
Bir Hi-Fi sistem dizmek denildiğinde, aklımıza gelen elemanlar şunlardır:
· 2 kanal bir sistemden bahsediyorsak, bir çift Pasif Hoparlör
· Amfi (Çoğunlukla Entegre Amfi)
· DAC
· Kaynak (Günümüzde DAC ve Kaynak basamakları sıklıkla birleştirilmektedir)
· Hoparlör Standları
· Akustik Paneller
· Hoparlör Kablosu
· Güç Kablosu
· Analog Kablo (Çoğunlukla RCA)
· İsteğe göre Turntable
Ve dahası... Burada çeşitlilik açısından, bir sınır yok.
Bu bloğumuzda yanıt bulmaya çalıştığımız soru tam olarak bu:
“Bunca ekipman, ancak titizlikle master edilmiş, doğru kayıtlar çaldıkları zaman mı değer katabiliyorlar; yoksa en iyi sistemler, vasat kayıtları bile hayata döndürüyor mu?”