Mağazaya git
Aradığın kulaklığı yaz !

Bir Kulaklığı, Odyofil Kulaklığı Yapan Şey Nedir?

 

“Odyofil Kulaklığı” tanımını, özellikle bu doğrultuda ürünler tasarlayan firmaların pazarlama kelimelerinden biri olarak sıklıkla duyarız. Burada yapılan yönlendirmeyi bazı açılardan pek sağlıklı bulmasak da, belli bir doğruluk payı da var.

 

“Stüdyo Kulaklıkları ve Odyofil Kulaklıkları Arasında ki Farklar” isimli bloğumuzda da belirttiğimiz gibi; “Tecrübesiz insanlar, sırf burada böyle bir ayrım yapıldığı için, profesyonel markete sunulmuş referans ürünlerin kişisel kullanım senaryolarının uygun olmayacağını; bu tarz ürünlerle müzik dinlenmeyeceğini, film izlenmeyeceğini, oyun oynanmayacağını düşünebilirler. Böyle bir fikrin hiçbir mantıklı tarafı olmamakla birlikte; Stüdyo Monitörleri ile istenirse müzik dinlenebilir, hatta yeri gelirse, en sevdiğimiz filmler bile izlenebilir.“

 

 

Bir cismin ses kaynağı olabilmesi için temel şart; en az dalgaların ilerleyebileceği kadar yoğun bir ortam içerisinde, o cismin belirli bir frekansta titreyebiliyor olmasıdır. Bu kadar basit.

 

Kulaklıklar; bünyelerinde, etrafı çeşitli akustik dizayn ile inşa edilmiş bir kabin içerisinde, çoğunlukla bir dinamik sürücü barındıran, kontrol edilebilmeleri mümkün ses kaynaklarıdır. Her kulaklık bu tanıma uyar ve pazara hükmettiğini bildiğimiz dinamik sürücülü kulaklıkların hepsi, temelde aynı şekilde çalışır.

 

Dememiz o ki; bahsedilen kulaklık nasıl anılıyor olursa olsun, farklı şekilde üretilmezler ve yaptıkları şey temelde aynıdır. Burada farklı olan, modellerin yetenekleri arasında ki sınır farklılıklarıdır.

 

“Kulaklık” dediğimizde, aklımıza özünde bir çok farklı çeşit sınıf gelebilir.

 

Bunlar başlıca:

 

·         Spor Kulaklıkları

·         Seyahat Kulaklıkları

·         Stüdyo Kulaklıkları / Referans Kulaklıklar

·         Oyuncu Kulaklıkları

·         DJ Kulaklıkları

·         Odyofil Kulaklıkları, Gibi sınıflar olabilir.

 

 

Tarihte sayısız örneğine rastlayabileceğimiz gibi, bir ürün grubunun bu kadar sınıfa ayrılmasının temel sebebi, bu kadar birbirinden farklı ihtiyaç gelişmiş olmasıdır.

 

Yukarıda bahsi geçen her bir kulaklık türünün, tabii ki kendi kullanım amacına yönelik geliştirilmiş, onları farklı kılan çeşitli özellikleri var. Örnek olarak; “Spor Kulaklıkları”, terlemeye ve sıçramalara karşı dayanıklı, kulak içerisinde çok sabit kalabilen, enerjik ses karakterine sahip kulaklıklar olurken, “Seyahat Kulaklıkları”nda öncelik olarak konfor, izolasyon ve bağlantı kalitesi yer alır.

 

Bir kulaklığı, “Odyofil Kulaklığı” yapan etmenleri konuşabilmek için, önce odyofil kimdir, bunu anlamak gerekir.

 

Odyofil, aslında Ses Tutkunu demektir.

 

Kulaklik.com ekibi olarak, bizler kendimizi birer odyofil olarak tanımlayabiliriz. Bizler dinlediğimiz müzikleri; kayda en sadık şekilde, pek yüksek kalitede dinlemeyi seviyoruz.

 

Böyle bir ortamı sağlayabilmek için; bir çok ekipmandan oluşan bir kalite zincirini, kendi kişisel zevklerimiz doğrultusunda dizmemiz gerekiyor. Hepimizin koleksiyonunda birden fazla kulaklık, hoparlör, amfi ve kablolar mevcut.

 

Öyleyse bizim kulaklıklarımız, birer “Odyofil Kulaklığı” mı?

 

 

Bizim burada baktığımız birkaç kriter var. Öncelikle, bir kulaklığın odyofilleri heyecanlandırabilecek nitelikte olması için, belirli performans noktalarına ulaşabiliyor olması gerek. Başlıca, en önemli kriterler arasında; Çözünürlük, şeffaflık, detay ve separasyon başarımları rol alır.

 

Kablosuz kulaklıklar, günlük kullanım kolaylıkları ile hepimizin gönlünü kazanmış olsa da, kayıpsız ses kalitesi, şüphesiz ki odyofillerin öncelikleri arasında. Bu anlamda, ciddi müzik dinleme seanslarımızda, kablolu kulaklıkları tercih ettiğimiz de başka bir gerçek.

 

 

Ses, analog biçimdedir. Analog ses, depolanabilmek ve düzenlenebilmek üzere, digital ortama aktarılır. Bu işi yapan çiplere “ADC” ismi verilir. “Analog to Digital Converter”. Günümüzde, yerel dosyalardan çok; müzik yayın servisleri üzerinden, en sevdiğimiz müzikleri dinler olduk. Tüm modern cihazlarımızda depolanan müzikler, aslında birer digital veri olduğundan; bu verileri analog sinyale çevrilmek üzere “DAC” dediğimiz çiplere göndeririz. “Digital to Analog Converter” Bu çip, ADC’nin yaptığı işin tam tersini yapar.

 

Analog sinyale çevrilen veri, ardından şiddetlendirilmek üzere “Amfi” adını verdiğimiz elektroniklere yönlendirilir. Cep telefonlarımız ve bilgisayarlarımız; açıkçası bir kulaklık girişi veya hoparlör çıkışına sahip her cihaz bu komponentlere sahiptir fakat bu bileşenler, biz odyofilleri tatmin edecek kadar kaliteli olmazlar. Bu sebeple, kulaklıklarımızı çok daha kaliteli ve güçlü elektroniklere sahip, harici ekipmanlarla eşleştirme ihtiyacı hissederiz. Bu eşleşme sonucu ortaya çıkan fark, hiç de küçümsenecek gibi olmaz.

 

Bu doğrultuda bir çok şey daha söylemeye devam edebiliriz ama sonuç olarak, peşinden koştuğumuz şey; saf ses kalitesidir.

 

“Bir kulaklığı, odyofil kulaklığı” yapacak somut sebepler yok. Bu tanım, çoğu odyofilin yukarıda bahsettiğimiz tercihleri doğrultusundaki ortak noktalar referans alınarak şekillenir.

 

Doğru kulaklık, sizi dans ettirebilen; iyi kulaklık, yetenekleri ile sizi şaşırtabilen kulaklıktır. Siz bir odyofilseniz; bu iki kulaklık, sizin için birer odyofil kulaklığı olmaya en doğru adaylardır.

 

Sonuç olarak, her ne kadar "odyofil kulaklık" kavramı belirli özellikler ve performans beklentilerine dayansa da, aslında en iyi kulaklık sizin kişisel ihtiyaçlarınıza ve beklentilerinize en iyi şekilde cevap veren kulaklıktır. Dolayısıyla, bu seçim tamamen kişisel tercihlere ve o anki kullanım amacına bağlıdır. Unutmayın, önemli olan kulaklığın markası, fiyatı ya da teknik özellikleri değil; sizinle olan uyumu ve size sunduğu deneyimdir.

 

Kullanıcı Yorumları (0)

Henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yap.

Yorum mu yapmak istiyorsunuz? Buradan giriş yaparak yorum yapabilirsiniz.